GÖZDEKİ BU BELİRTİLERE DİKKAT!
- Ani veya yavaş görme kaybı *Kırık – eğri görme *Gözde ışık çakmaları * Göz önünde uçuşan koyu cisimler *Görüşün perdelenmesi * Gelip geçici ve kısa süreli görme kaybı
- Görüş alanında karanlık gölgeler olması
Bu problemlerden herhangi birini yaşıyorsanız retina hastalığından şüphe edilebilir. Gecikilmeden bir göz hekimine başvurulmalıdır.
DİYABETİK RETİNOPATİ NEDİR?
Diyabet, insülin salınımı veya insülin etkisinin yetersizliği sonucu kan şekerinin artmasıyla kendini gösteren metabolik bir hastalıktır. Uzun süreli kan şekeri yüksekliği özellikle gözü olumsuz etkilemekte olup bu hastalığa diyabetik retinopati adı verilir. Şeker hastalığına bağlı körlüğün en sık görülen nedeni diyabetik retinopatidir.
DİYABETİK RETİNOPATİNİN SEBEPLERİ NELERDİR?
Diyabetik retinopatinin meydana gelmesinde rol oynayan risk faktörlerinin başında şeker hastalığının süresi gelmektedir. Özellikle diyabet tanısından itibaren 5 yıllık süreden sonra retinopati görülme sıklığı artmaktadır. Tip 1 veya insüline bağımlı genç diyabetiklerde ergenlik çağından sonra retinopati görülme sıklığı yaş ile ilgili olarak artmaktadır.
Kan şekeri kontrolü önemli bir faktördür. Kan şekerinin düzensiz seyretmesi ani kan şekeri yükselme ve düşmeleri retinanın bozulmasını, hastalığın ilerlemesini kolaylaştırmaktadır. Gebelik, hipertansiyon, kan yağlarının yüksekliği, böbrek hastalığı retinopatiyi ağırlaştıran diğer faktörlerdir.
GÖRME KAYBINA YOL AÇAR MI?
Şeker hastalığı retinadaki kılcal damarların yapısını bozar, hücre kaybına yol açarak damar geçirgenliğinin bozulmasına, sarı nokta bölgesinde sıvı ve yağlı maddelerin birikmesine ve beraberinde kılcal damarların tıkanarak beslenmeyen alanların ortaya çıkmasına neden olur. Kısaca diyabet hastalarında kan şekeri kontrolü göz sağlığı açısından da büyük önem taşımaktadır. Hastalık kontrol altına alınmadığı takdirde ciddi görme kayıplarına ve ağrılı göz tansiyonu yükselmelerine neden olabilmektedir.
DİYABETİK RETİNOPATİ RİSKLERİ NELERDİR?
Uzun süreli kan şekeri yüksekliği özellikle böbrek, kol ve bacaklardaki duyusal sinirleri ve gözü olumsuz şekilde etkiler. Bu nedenle büyük önem taşıyan periyodik kontrollerin, asla ihmal edilmemesi gerekmektedir. Şeker hastalığının yanı sıra gebelik, hipertansiyon, kan yağlarının yüksekliği ve böbrek hastalığı da diyabetik retinopatiyi ağırlaştıran diğer faktörlerdir.
DİYABETİK RETİNEPATİDE GÖZ DİBİ MUAYENESİNİN ÖNEMİ NEDİR?
Diyabetik retinopati hastalığında erken teşhisin önemlidir. Diyabet teşhisinin hemen ardından hastanın göz muayenesi olması gerekmektedir. Diyabet hastalarının 1 yıllık aralarla diyabet kontrollerinin bir parçası olarak rutin göz muayenelerine devam etmeleri bu noktada çok büyük önem taşımaktadır. Özellikle göz dibi muayenesi, retinada meydana gelen değişikliklerin erken safhada tespit edilmesini sağlar ve hastaya başarılı şekilde tedavi olma şansı sunar. Diyabet tanısı konulan hastaların 1 yıllık aralarla, 5 yılı geçen diyabet hastalarının 6 ayda bir, göz dibi problemi tespit edilen diyabetlilerin 3 ayda bir göz muayenesi olması gerekmektedir.
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Diyabetik retinopatiyi tedavi eden temel yöntem Argon lazer olarak bilinen lazer fotokoagülasyondur. Bu tedavi yöntemi uygun zamanda ve uygun şekilde uygulandığı takdirde şeker hastalığına bağlı ciddi görme kayıplarını önlemenin tek yoludur. Retinopati bulgularının erken dönemde tespit edilmesi, tedavi başarısının anahtarıdır. Son zamanlarda geliştirilen ve bazı büyük hastanelerde kullanılan ilaçların göz içine enjeksiyonu da lazere yardımcı yeni bir tedavi seçeneği olarak yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Ayrıca lazerin zamanında yapılmaması sonucu gelişen ciddi kanamalar vaka deneyimi yüksek tecrübeli hekimler tarafından cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilmektedir.
ARGON LAZER NEDİR?
Retina muayenesi sonucu, şeker hastalığı nedeniyle sonradan oluşmuş damarlar (neovaskülarizasyon-NV) veya makulaya sızıntı yapan mikroanevrizmalar teşhis edilmiş ise ödeme neden olan alan veya NV gelişimine neden olan iskemik (ölü) retina sahası argon lazer ile kapatılır. Bu tedavi ile ödem ya da kanamaya bağlı olarak gelişecek görme kaybı önlenmiş olur. Argon lazer tedavisi öncelikle mevcut görmeyi muhafaza etmeye yöneliktir, bu nedenle hastanın zaman kaybetmemesi önemlidir. Argon lazer aynı zamanda retina yırtıklarının tedavisinde de kullanılır.
Haber Yayın Tarihi: 24.10.2014