Doktor
Başvuru
WHATSAPP
+908502224469

Glokom sinsi bir göz hastalığıdır. Glokomu ciddiye alın, görme kaybı riskini azaltın!

Dünyadaki önlenebilir körlük nedenlerinin başında yer alan glokom, sadece Türkiye’de yaklaşık 2 milyon insanın göz sağlığını yakından tehdit ediyor. Glokomun belirti vermeden sinsi bir şekilde ilerleyerek gözde geri dönüşü olmayan hasarlar yarattığını ifade eden Dünyagöz Etiler’den Prof. Dr. Ümit Aykan “Özellikle 35 yaşından sonra herkeste glokom olabilir ve tedavi edilmezse körlüğe (görme kaybına) kadar gidebilir.  Halk arasında göz tansiyonu adıyla da bilinen glokomda erken teşhis ve tedavi çok önemlidir. Bunun ana sebebi giden görmenin hiçbir şekilde geri dönmemesidir. Hastalığı hangi düzeyde saptarsak, ancak o seviyede tutabiliyoruz. Bu da ancak çok ciddi bir izleme ve dikkatli tedavi ile mümkün olmaktadır” diyor.

Erken teşhis için yılda en az 1 kez göz muayenesi şart

Glokomun belirtilerinin kolay fark edilmediğini, fark edildiğinde ise tedavi için geç kalınabileceğini ifade eden Prof. Dr. Aykan “ Glokomun açık ya da dar açılı olmasına göre belirtiler değişir. Açık açılı glokom sinsi bir hastalıktır. Hastalarda göz içi basıncı yavaş yükseldiği için görme siniri hasarı da yavaş ilerler. Bu nedenle hastalar ağrı sızı hissetmezler. Dar açılı tip ise daha ani gelişir. Görme kaybı, şiddetli ağrı, kanlanma vardır. Bu nedenle 40’lı yaşlara gelene kadar yılda en az 1 kez göz tansiyonu muayenesinin asla ihmal edilmemesi gerekiyor” diyerek uyarılarda bulundu.

Sinsi bir hastalık olan glokomda genetik faktör öne çıkıyor

Belirli bir yaştan sonra herkesin ciddi bir risk taşıdığını belirten Prof. Dr. Aykan “Göz basıncının artışı göz sinirinde hasara neden olabiliyor. Bu nedenle belli aralıklarla göz sinirlerinin ve görme lifleri kalınlığının modern cihazlar ile değerlendirilmesi büyük önem taşıyor. Glokom hastalığında en önemli risk grubu; anne, baba, kardeş gibi birinci dereceden akrabasında glokom olanlardır. Normal şartlarda 40 yaş ve üstünün yaklaşık yüzde 2’si glokoma yakalanma riski taşır. Birinci dereceden akrabası glokom ise bu risk yaklaşık 6 misli artar. Miyop ya da şeker hastasıysa risk 2 kat daha artar” dedi.

Düşük tansiyonu olanlar ve uyku sorunu yaşayanlar dikkat!

Diyabetlilerin ve miyop rahatsızlığı olanların glokoma yakalanma riskinin 2 kat daha fazla olduğunu belirten Prof. Dr. Aykan tansiyonu düşük seyredenlerin ve gece uyku sorunu yaşayanların da risk bakımından dikkatli izlenmeleri gerektiğine dikkat çekiyor.  Glokomun takibinin çok iyi yapılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Aykan “Glokom hiç ağrı ve sızı yaşatmadan aniden geri dönüşsüz görme kaybına neden olabilen riskli bir hastalıktır.” dedi.

İlaçlarla da tedavi edilebiliyor

Glokomun göz damlası gibi ilaçlarla da tedavi edilebildiğini söyleyen Prof. Dr. Aykan gerektiği takdirde cerrahi ve lazer girişimlerinin de tedavide uygulanabileceğini belirtiyor. Prof. Dr. Aykan “Hastalığın ilk devrelerinde, ilaç hastalığı tedavi için yeterli olacaktır. Ancak burada erken teşhisin önemi çok büyük. Çünkü giden görme asla geri döndürülemez. Bu nedenle kişilerin belirli yaşlardan sonra mutlaka belli aralıklarla göz muayenesi yaptırması gerekiyor. Gerekli vakalarda tedavide cerrahi ve lazer müdahalelere de başvurabiliriz” diyor.