İlk iş deneyimizi nerede yaşadınız ve göreviniz neydi?
1991 yılında İTÜ elektronik ve haberleşme mühendisliğinden mezun oldum.Henüz daha tez aşamasındayken iş arayışına başlamıştım.Gerek tanıdıklar vasıtasıyla gerekse gazetede iş ilanlarından kendime uygun olabileceğini düşündüğüm aldığım eğitimle örtüşebilecek iş görüşmelerine gidiyordum.Bir gün yine iş ilanlarına bakarken 2 satırlık Türkiye’ye yeni gelecek bir lazer teknolojisi için servis ve satış mühendisi arandığına dair bir ilan gördüm ve randevu alıp görüşmeye gittim.Firmanın sahibi işi anlattığında beni inanılmaz cezbetti çünkü konu henüz Türkiye’de hiç duyulmamış hatta dünyada bile çok yeniydi.Geleceğim için iyi bir fırsat olacağını düşünerek firma sahibinide bu işi çok istediğimi ve başarılı olacağıma inandırarak kabul ettim.Böylece ilk işime başladım.Summit International isimli gözlükten kurtulma ameliyatlarında kullanılan Amerikan Summit Excimer lazer cihazının Türkiye distribütöründe servis ve satış mühendisi olarak iş hayatıma başladım.Amerika’ya giderek lazerler üzerine oldukça uzun ve detaylı bir eğitim aldıktan sonra Türkiye’de bu lazeri üniversitelere ve göz doktorlarına tanıtmaya ve satmaya başladım.Yani bugün Türkiye ve dünyada yılda ortalama 1 milyon kişi gözlüklerden kurtulmak için ameliyat olduğu lazer cihazını Türkiye’de ilk bilen ve doktorlara eğitim veren kişi ben oldum.Ardından çalıştığım firmada bir lazer merkezi kurmaya karar verdi ve Nişantaşı’nda bir klinik açtık.Hem halen hastaneler cihaz satar ve servis bakım hizmeti verirken bir yandan da kendimiz lazer yapılan bir klinik işletiyorduk.Ben aynı zamanda bu kliniğin yöneticiliğini de yaptım.
Başarı yolunda sizi destekleyenler oldu mu,kimlerdir?
Elbette oldu.En önemlisi tabii ki ailem.Başarılı olmak eğitim,çalışkanlık,tecrübe gibi tamamen sonradan edinilebilecek unsurlara bağlı olsa da ben şahsen başarılı olmakta insanın kişilik özelliklerinin büyük rol oynadığı inancındayım.Ailenizden aldığınız terbiye,görgü,kültür bunlar size ömür boyu başarılı olmanızda yardımcıdır.Ben annem ve babamdan en önemlisi dürüstlüğü ve kendime güvenmeyi öğrendim.Babamın bana desteği üniversiteyi bitirdiğimde benim tercihime saygı duymasından dolayı çok fazladır.Marmaris’te 200 yataklı oteli olmasına ve en büyük çocuk ben olmama rağmen benim gazetelerden iş arayarak kendi kendime iş bulup ispat etmeme saygı gösterdi.Çok rahatlıkla okuldan sonra beni yanına otele yönetici olarak almak isteyebilirdi.Şu anda benim başarımı sürdürmem de en büyük destekçim eşim Bahadır Öğün.Benim yoğun iş tempoma son derece anlayışlı davranarak benim işlerime konsantre olmamda büyük destek olmakta.Onunda iş hayatının yoğun ve başarılı olması sanırım bunda en önemli faktör.
Dünya Göz ile çalışmanız nasıl başladı.Ne zaman?Neden sizi tercih ettiler?Ayrıca Dünya Gözü tercih etme sebepleriniz nedir?
Ben hayatımda tek bir kez iş aradım, o da az önce anlattığım üniversite bittiğinde ondan sonra hep işler birbirinin ardından geldi.Şöyle ki ,Nişantaşı’ndaki klinik ve distribütör firma ortaklar arasındaki anlaşmazlıktan dolayı kapatılmaya karar verdi.Klinikteki tüm lazer cihazı ve ekipmanları Mecidiyeköy’deki Avrupa Hastanesi tarafından satın alındı.Bana da hastanenin göz departmanının yöneticiliği teklif edildi.Hem lazer cihazını ameliyatlar esnasında programlıyor ve tüm bakım servis hizmetlerini kendim yapıyordum hem de göz departmanının efektif şekilde işletmesinden sorumluydum.Mühendislik okuduğum halde tıp ile iç içe bir görev beni çok mutlu etmekteydi.Çünkü yapı olarak insanlarla iletişimi güçlü bir kişiyim.Bir zaman sonra hastanenin sahibi (Eray Kapıcıoğlu) çeşitli sebeplerle hastaneyi başka bir sağlık grubuna devrederek kendi asıl faaliyet alanı olan inşaat sektörüne dönmeye karar verdi ve ben yeni grupla aynı çalışmama devam ettim.Hastanenin kurucusu ve ilk sahibi olan ve halen daha birlikte çalışmakta olduğum çok saygı ve sevgi duyduğum Eray Kapıcıoğlu ile tanışıklığımız Avrupa Hastanesinden gelmekte.Ben eski görevime Avrupa Hastanesinde devam ederken bir gün Eray Bey beni aradı ve tekrar sağlık sektörüne döneceğini Türkiye’de hiç olmayan yepyeni hastanecilik konseptini gerçekleştireceğini söyleyerek kendisiyle çalışmamı istedi.Daha önce hiç var olmamış yeni şeyler beni cezp eder ya hiç tereddütsüz kabul ettim.Ve Eray Bey ile birlikte 1995 yılında Türkiye’nin ilk branş hastanesi olan ve 10 yıl içinde dünyanın en büyük özel göz hastanesi grubu olacak olan Dünya Göz Hastanesi’nin kuruluş çalışmalarına başladık.1996 yılının mart ayında da 5 doktor, 20 personel ile hastaneyi hizmete açtık.Eray Bey proje aşamasında hastaneye isim ararken ona ufku olan,bizden sonra başkalarının koyacağı hiçbir isimi bizimkinin önüne geçemeyeceği ve ileride ismi gibi dünya markası olacağına inandığım için Dünya Göz Hastanesi koymayı teklif ettim.Ve hastanenin isim annesi oldum.
Örnek aldığınız birileri oldu mu,kimlerdir?
İş hayatında örnek aldığım tek kişi Dünya Göz Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu’dur.1994 yılından bu yana birlikte çalışıyoruz.Herhangi bir uzaktan yakından akrabalığımız yok.Tamamen profesyonel bir çalışma.Eray Bey’in hızlı karar vermesi,iyi yürekliliği,adilliği,tezcanlılığı,inandığı konuların üzerine kararlılıkla gitmesi ve kafasına koyduğu her işi başarmasını ben hep kendime örnek almışımdır.
Dünya Göz Türkiye de tam olarak hangi noktadadır?Sizin Dünya Gözü görmek istediğiniz nokta neresidir?
Dünya Göz benim kendi çocuğum gibi ismini verdiğim ,ilk kuruluşundan bu yana tüm büyüme sürecinde aktif rol oynadım.1996 yılında 5 doktor 20 personel iken 2008 başında 120 doktor ,1000 personel ,İstanbul’da 8 şube,İzmit şubesi,yurtdışı Amsterdam ve Berlin şubeleriyle Avrupa’ya açılmış ve dünyanın 97 ayrı ülkesinden hastaların göz ameliyatı için tercih ettiği bir noktaya geldik.Bu 1996 yılında hastanenin ismini koyarken hayalimizdi ve bugün gerçek oldu.Ama bu kadarla kalmayacak.2010 yılında Avrupa,Türki Cumhuriyetleri,Körfez ülkeleri ve Türkiye’de yapacağımız yeni yatırımlarla 30 şubelik dev bir göz hastaneleri grubu olmayı hedefliyoruz.
İzmir de böyle bir hastane projeniz var mı?Varsa ne zaman olur?
Bu yıl şu anda 2 büyük projemiz devam etmekte.Ankara da 13000 m2 lik ve Antalya’da 8000m2’lik göz hastaneleri inşaatımız devam ediyor.Eylül ayında açmayı planlıyoruz.Ankara tüm Anadolu’ya hitap ederken Antalya hem bölge halkına hem de sağlık turizmine hizmet edecek.İzmir bizim için önemli bir lokasyon,bu yıl programımızda vardı yerimizi dahi belirlemiştik ancak 15 Şubat tarihinde Sağlık Bakanlığı’nın çıkardığı ve şu an tüm sağlık yatırımlarının durdurulmasına sebep olan yeni yönetmelik sebebiyle askıya almak zorunda kaldık.Yönetmeliğin imkan vermesi durumunda süratle İzmir hastanemizi yapmayı planlıyoruz.
İş hayatınıza atılmadan önce neler yapıyordunuz?Yeteneğinizi nasıl keşfettiniz?
İş hayatından önce öğrenciydim.Ancak sürekli boş boş gezen bir çocuk olmadım.Üniversitede kışın lise öğrencilerine matematik ve fizik özel dersleri vererek para kazanıyordum.Yazın ise babamın otelinde Marmaris’te hem çalışıp hem tatil yapıyordum.Sanırım ben çalışmayı ,sürekli bir şeyler üretmeyi ve başarılı olma duygusunu çok seviyorum.
Dünya Göz Hastaneleri şu anda teknolojiyle paralel mi gidiyor?
Dünya Göz için çok iddialı konuştuğumu kimse düşünmesin bu gerçek dünyanın pek çok ülkesinde kullanılan teknolojiden daha da ilerisini kullanıyor.Örneğin Danimarka’da hiç olmayan Hollanda’nın tamamında 3 ve nüfusu bizim kadar olan Almanya’da 12 tane bulunan son teknoloji lazerden bizde tüm şubelerimizde 2’şer tane var.Bu sebeple her yıl Avrupa’dan 15000 yabancı hasta tedavi olmakta.Dünya Gözden önce Türkler göz ameliyatı için Amerika ve Avrupa’ya gidiyordu.Şimdi onlar Dünya Göz’e gelmekte.Bundan büyük gurur duyuyoruz.
