Doktor
Başvuru
WHATSAPP
+908502224469

Şeker Hastalığı Göze Zarar Verebilir!

Dünya Göz Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Fevzi Akkan anlattı:

Diyabetik retinopati nedir?

Diyabet (şeker hastalığı) insülin salınımı veya insülin etkisinin yetersizliği sonucu kan şekerinin artmasıyla kendini gösteren metabolik bir hastalıktır. Uzun süreli kan şekeri yüksekliğinin gözü olumsuz etkilemesine diyabetik retinopati denir. Şeker hastalığına bağlı körlüğün en sık görülen nedeni diyabetik retinopati’dir.

Her şeker hastasında ortaya çıkar mı?

Hayır. Ama özellikle diyabet tanısından itibaren 10 yıllık süreden sonra retinopati görülme sıklığı artar. Tip 1 veya insüline bağımlı genç diyabetiklerde ergenlik çağından sonra retinopati görülme sıklığı yaşla ilgili artar. Kan şekeri kontrolü önemli bir faktördür. Kan şekerinin düzensiz seyretmesi ani kan şekeri yükselme ve düşmeleri retinanın bozulmasını, hastalığın ilerlemesini kolaylaştırır. Gebelik, hipertansiyon, kan yağlarının yüksekliği, böbrek hastalığı retinopatiyi ağırlaştıran diğer faktörlerdir.

Görme kaybına yol açar mı?

Şeker hastalığı retinadaki kılcal damarların yapısını bozar. Hücre kaybına yol açarak damar geçirgenliğinin bozulmasına, sarı nokta bölgesinde sıvı ve yağlı maddelerin birikmesine neden olur. Ayrıca kılcal damarların tıkanarak beslenmeyen alanların ortaya çıkmasına yol açar. Retinada kendiliğinden kanayabilen yeni damarlar oluşur. Retinanın önünde ve içinde oluşan kanamalar gözün arka boşluğuna sızabilir. Retinada damarlı zarlar oluşur ve sonuçta ciddi görme kayıpları, ağrılı göz tansiyonu yükselmelerine neden olur. Kısaca diyabet hastalarında kan şekeri kontrolü göz sağlığı açısından da büyük önem taşır. Hastalık kontrol altına alınmadığı takdirde ciddi görme kayıplarına ve ağrılı göz tansiyonu yüksekliğine yol açabilir. 

Şeker hastaları hangi aralıklarla göz kontrolünden geçmeli?

Şeker hastalarında, gençlerde buluğ çağından itibaren, 30 yaşından sonra ortaya çıkan bireylerde ise teşhis konulduğunda mutlaka göz muayenesi yapılmalı. Şeker hastalarında retina normalse yılda bir kez muayene yapılmalı. Retinopati başladığında ise takip süresi 3 - 4 aylık sürelere indirilebilir. Özellikle 10 yıldan fazla tip 1 diyabet hastası olan ve insülin kullanan genç hastalar, tatlı tüketimi konusunda çok dikkatli olmalı. Çünkü bu gruba giren hastaların kan şekerinizin düzensiz seyretmesi, kan şekerinde ani düşüş ve yükselişler, retinanın bozulmasına, diyabetik retinopati hastalığının oluşmasına, ilerlemesine neden olabilir. Bu da kalıcı görme kayıplarına dek varan pek çok soruna yol açabilir. Diyabet hastalarının 1 yıllık aralarla diyabet kontrollerinin bir parçası olarak rutin göz muayenelerine devam etmeleri çok önemli. Özellikle göz dibi muayenesi, retinada meydana gelen değişikliklerin erken safhada tespit edilmesini sağlar, hastaya başarılı şekilde tedavi olma şansı sunar. Diyabet tanısı konulan hastaların 1 yıllık aralarla 5 yılı geçen diyabet hastalarının 6 ayda bir, göz dibi problemi tespit edilen diyabetlilerin 3 ayda bir göz muayenesi olması gerekir.

Retinopati nasıl tedavi edilir?

En temel yöntem ‘lazer fotokoagülasyon’dur. Argon lazer olarak bahsedebileceğimiz tedavi yöntemi uygun zamanda ve uygun şekilde uygulandığı takdirde şeker hastalığına bağlı ciddi görme kayıplarını önlemenin tek yoludur. Retinopati bulgularının erken dönemde tespit edilmesi, tedavi başarısının anahtarıdır. Son zamanlarda geliştirilen ilaçların göz içine enjeksiyonu da lazere yardımcı yeni bir tedavi seçeneği olarak yaygın bir şekilde kullanılıyor. Ayrıca lazerin zamanında yapılmaması sonucu gelişen ciddi kanamalar, vaka deneyimi yüksek tecrübeli hekimler tarafından cerrahi yöntemlerle tedavi edilebiliyor.

Tedavide kullanılan özel yöntemler var mı?

Diyabetik retinopati’de ortaya çıkan bozuklukların tedavisinde günümüzde kullanılan tek tedavi yöntemi argon lazerdir. Bu tedavi uygun zamanda ve uygun şekilde uygulandığı takdirde şeker hastalığına bağlı ciddi görme kayıplarını önemli ölçüde engelleyebiliyor. Ayrıca hastaların, kan şekerinin düzenli kontrolü, hipertansiyon ve kan yağlarının yüksekliğinin tedavisi konusunda uyarılmasının görmenin korunması açısından çok önemli olduğu unutulmamalı. Şeker hastalarında sık olarak katarakt meydana gelir. Katarakt ameliyatı sonuçları normal kişilere göre beklenen iyi sonuçları vermeyebilir, bazen retinopati ameliyattan sonra kötüleşebilir. Bu nedenle şeker hastalarında katarakt ameliyatında acele edilmemeli. Retina görülebiliyorsa lazer tedavisi tamamlandıktan sonra ameliyat yapılmalı. İleri kataraktlı hastalarda ise ameliyattan hemen sonra uygun lazer tedavisi yapılmalı ve hastalar sıkı olarak izlenmeli. Diyabetik retinopatinin ileri evrelerinde geçmeyen göz içi kanamaları, retinada oluşan zarlar ve buna bağlı retina ayrılmalarında vitrektomi adı verilen ameliyatla retina görülebilir hale getirilebilir. Ardından ameliyat esnasında argon lazer yapılabilir.

Argon lazer nedir?

Şeker hastalığı nedeniyle sonradan oluşmuş damarlar ya da kanamalar gibi bazı sorunların giderilmesinde kullanılan bir yöntem. Bu tedaviyle ödem ya da kanamaya bağlı olarak gelişecek görme kaybı önlenir. Argon lazer tedavisi öncelikle mevcut görmeyi muhafaza etmeye yöneliktir, bu nedenle hastanın zaman kaybetmemesi önemli. Argon lazer aynı zamanda retina yırtıklarının tedavisinde de kullanılır. Şeker hastalarında diyabetik retinopati’nin ileri dönemlerinde büyük göz içi kanamaları görülebilir. Bu durum daha çok argon lazer tedavisine geç kalındığında ortaya çıkar. Uzun süre devam eden, görmeyi azaltan ve tekrar eden göz içi kanamalarında ise hastanın görmesi ancak vitrektomi ameliyatıyla yeniden kazandırılabilir.

Hizmetlerimizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanıyoruz. www.dunyagoz.com'a giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.

Daha Fazla Bilgi Al