- Babamı hastaneye yetiştiremeden kalp krizinden kaybettim Yener Bey. Felç geçirdiğinde İstanbul’da götürmediğim hiçbir doktor kalmadı. Ne yazık ki, bugün sağlık sektöründeki çoğu kişi parayı ön planda tutuyor. Bunlar arasında doktorlar da var, benim gibi işletme sahipleri de. Benim en çok kızdığım nokta bu. İnsanlara insan gibi değer verirseniz, insanlara sevgiyle yaklaşırsanız, kapıdan içeri girdiğinde önce onun tedavisini verin, sonra para nasıl olsa gelir. Diyeli ki ayda 80 -100 fakir insanı ameliyat ediyoruz, yüzde 8’i geçmez yaptığımız. Zaten Sağlık Bakanlığı bize yüzde 6 fakir hasta bakımını şart koşuyor, ruhsat verirken. Özellikle bu sektörde paraya tamah edenleri, paragözlülük yapanları kınıyorum. Dünya Göz Ailesinin sürekli büyümesinin tek nedeni, insana verdiğimiz değerdir.
Hastane’nin fikir babası Demirel
- Sayın Süleyman Demirel’in bende özel bir yeri vardır, ne yaparsam mutlaka ona danışırım. 20 senelik bir muhabbetimiz vardır, beni evladı gibi sever. Metropol ve Avrupa hastanelerini sattıktan sonra 1995 Nisan’ında bir ziyaretimde, bana “Eray, Türkiye’de göz hastanesi yok, bu konuda değerli hocalarımızla bir çalışma yap” dedi. Ertesi gün kolları sıvayıp işe koyuldum, ünlü göz hekimlerimizi tek tek ziyaret edip fikirlerini aldım. O güne kadar göz hakkında hiçbir bilgim yoktu, göz doktoruna bile gitmemiştim. Kireç yaptığım günlerde, gözlerim yumruk gibi olurdu da, yine de gidemezdim. Beşiktaş Belediye Başkanı Ayfer Atay, bize Levent’te bir yer verdi. Geceli gündüzlü 8 ay çalışmadan sonra 1996’da Dünya Göz Hastanesi’nin Levent’teki yerini açtık. O gün 15 göz hekimi ve 35 personelimiz vardı, bugün ise medikal kadromuz 120, personel sayımız ise 800 kişi. Haftanın 7 günü 24 saat hizmet veriyoruz, 120 bini aşkın lazer, 100 bini aşkın göz ameliyatı deneyimimiz var.
Nalburluktan hastane imparatorluğu’na
- Biz Trabzon Of doğumlu 5 kardeşiz; Babam 1958’de ailesini toplayıp İstanbul’a yerleşmiş. 1971’de Mecidiyeköy’de 20 metrekarelik bir nalbur dükkanı açtık. 1987’de bir baktım ki ben bu dükkana sığmıyorum. Kendi kendime dedim ki “Ben büyük bir işadamı olmalıyım .” Bir gecede karar verdim. Ertesi gün bütün mağazayı, malları, kamyonları ve depolarıyla650 milyon lira nakde çevirdim. İnşaat işine girdim. Avrupa ve Metropol hastanelerini inşa edip sağlığın hizmetine verdim. 1994’de ortaklarımla aramda ufak bir çekişme olunca, ikisini de Florance Nigtingale grubuna sattım bir günde.