Hastalar, görmede yavaş yavaş azalma, ışığa hassasiyet, göz kamaşması, çift görme, okuma zorluğu, gece görüşünde bozulma, renklerde soluklaşma veya sararma, gözlük numaralarının sık değişmesi gibi şikâyetlerle hekime başvururlar. Hastalığın gerekçesi ya da yol açan unsurlarla ilgili birçok neden sayılsa da mekanizmalar tam olarak aydınlatılmamıştır. Bu nedenle de katarakt gelişiminin engellenmesinde henüz başarılı olunamamıştır. Bu nedenle günümüzde cerrahi tedavi tek seçenek olarak ortaya çıkmaktadır. Cerrahi tedavide amaç, şeffaflığını ve refraktif (ışığı kırma) kalitesini kaybetmiş doğal merceğin çıkarılarak yerine yeni kalıcı bir yapay mercek konmasıdır. Günümüzde katarakt cerrahisi, hastanın en kısa sürede normal hayatına dönebileceği, hastanede yatış gerektirmeyen bir cerrahidir. Modem teknolojilerle desteklenen bu cerrahi, iğnesiz, genel anestezi ihtiyacı olmadan, ağrısız yapılmaktadır.
Katarakt tedavisinde kullanılan klasik teknik "FAKO yöntemi"dir. Saydamlığını yitirmiş goz içi merceği, ııitrasonik ses dalgaları yayan cihazla göz içinde parçalanarak emilir, sonrasında yapay mercek doğal lensten kalan kapsül içine yerleştirilir. Diğer yöntem "bıçaksız katarakt ameliyatı" olarak da bilinen "Femtosaniye Lazer" katarakt ameliyatıdır. Bu yöntemde göz içine giriş açıklıkları, mercek kapsülundeki açıklığın oluşturulması ve merceğin emılebilecek küçüklüklere bölünmesi aşamaları özel görüntüleme teknikleri yardımı ile bilgisayar kontrollü olarak gerçekleştirilmektedir. Sonrasında yine doğal lensten kalan taşıyıcı kapsüle yapay mercek yerleştirilir. Göz içine konulan mercek kişide ömrü boyunca varlığını sürdüreceği için kullanılacak merceğe karar verilirken birçok detaya dikkat edilmelidir. Kişinin sosyo-ekonomik statüsü, ek komorbitidelerinin (şeker hastalığı, romatizmal hastalıklar vb.) varlığı, daha önce başka bir göz cerrahisi geçirip geçirmediği (refraktif cerrahi) ve beklentisinin içinde bulunduğu durumla ne kadar örtüştüğü vb. faktörler dikkate alınmalıdır. Bu konulara dikkat edilmesinin yanında çok detaylı göz muayenesinin yapılması da şarttır. Her merceğin her göze takılamayacağı bilinmelidir. Ayrıca, hastalann hekimlerinin tavsiye ve tecrübelerine güvenmeleri gerekmektedir. Genel olarak katarakt operasyonu sırasında göz içine yerleştirilen mercekleri 3 ana gruba ayırabiliriz: Monofokal göz içi mercekleri: Tek odaklı merceklerdir. Yani hasta gözlük yardımı olmadan uzağı net görür ama yakın görüş için yakın gözlüğüne ihtiyaç vardır. Uzak ve yakın olmak üzere 2 odaklı, bifokal mercekler: Hasta hem yakını hem uzağı gözlük yardımı olmadan görebilir. Fakat ara mesafeyi (40 santimetre ila 2 metreyi) çok net göremezler. Trifokal 3 odaklı mercekler: Bifokal göz içi lenslere ek olarak ara mesafeyi görmede de başarılılardır. Yani bilgisayar kullanımı, televizyon izleme mesafesi, mutfak tezgahına erişim mesafesi gibi alanlar trifokal merceklerde nettir. Uzaktan ortaya, ortadan yakına geçiş daha kesintisiz ve yumuşaktır.