Doktor
Başvuru
WHATSAPP
+908502224469

Azerilerin Gözü Türk Doktorlara Emanet

Bakü’de yaşayan dört yıllık evli Osman-Vüsale İlhan çiftinin kızları Cansu Gül İlhan, riskli gebelik olmamasına rağmen yüksek tansiyon nedeniyle 29 haftalıkken dünyaya geldi. Cansu, 940 gram doğdu. Beyin kanaması geçirmişti. 53 gün kuvözde kaldı. Doğduktan dokuz gün sonra "Bağırsakta bir tıkanıklık var, çatlama da olabilir" denildi ve ameliyatla bağırsağındaki sorun giderildi. Stoma açıldı ve Cansu Gül bebek, üç ay boyunca bağırsağı dışarıda yaşadı. Üç ay sonra yine ameliyat edildi. Gözünde zaten doğuştan katarakt vardı. İlk göz ameliyatını bağırsağı dışarıdayken oldu. Gözünün gelişip gelişmediği katarakttan dolayı takip edilemiyordu. Ailesi tüm bu tedavi masrafları için çok ciddi bir para harcamıştı ve çaresizdiler. Tam çocuklarını borç alarak Türkiye’ye götürmeyi düşünüyorlardı ki Azerbaycan’da bir göz hastanesinin açılmış olduğunu ve Türk doktorların hizmet verdiğini gördüler, hemen hastaneye geldiler. Başarılı geçen ameliyatın ardından Cansu Gül bebek, şu an sadece lens kullanıyor. İleride küçük bir operasyonla gözüne mercek takılacak.

Osman ve Vüsale İlhan çifti neden Türk doktorlara güvendiklerini şu sözlerle anlattı: "Azerbaycan’da bu ameliyatı yapabilecek doktor var ancak ekipman ve cihaz olmadığı için yapamıyorlar. Türk doktorlara güvendik çünkü kızımızın doğum doktoru da Türk’tü, cerrahı da Türkiye’de okuyan bir Azerbaycanlı kardeşimizdi. Türk hekimlerimize çok güveniyoruz."

UYANMAMA İHTİMALİ VARDI

Dünyagöz Bakü Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Ayla Topak, ameliyat süreci ile ilgili şu bilgileri verdi: "Çok riskli bir ameliyattı. 1900 gram olduğu için uyutulması ekstra bilgi ve deneyim gerektiriyordu. Anestezi için, çocuğu uyutmak için kullandığımız tüpleri, solunum vermemiz için kullandığımız devrelerin tamamen o yaşa uygun olarak üretilmiş olması gerekiyordu. Bağırsağın dışarıda olmasından ve beyin kanaması geçirmiş olmasından dolayı eklenen problemler ve riskler vardı ama ameliyat öncesi her şeyin önlemini aldık. Ameliyata başladığımızda da adım adım çok temkinli bir şekilde ilerledik. Öncelikle esas problem doğuştan katarakt problemiydi. Her iki gözün katarakt ameliyatını çok başarılı bir şekilde yaptık. Hastamız çok güzel bir şekilde uyandı ve asla yoğun bakım ihtiyacı olmadı. Hastamızı sonrasında aynı gün eve çıkardık. Şu anda çok güzel görüyor ve aile çok mutlu. Bizler de çok mutluyuz."

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Dilaver Erşanlı, "Cansu bebeğimiz erken doğumla dünyaya geldi. Yani prematüre bir bebeğimizdi. Onun da takibi yapılırken, katarakt nedeniyle bir ameliyat gündeme geldi. Kataraktını alırken, göz arkasını bu ROP dediğimiz Prematüre Retinopatisi iğnesi ve iki gözde katarakt ameliyatı yapıldı. Şimdi kontakt lens ile takibini yapıyoruz.

TANIMADIĞIM İNSANLAR İYİLİK MELEKLERİM OLDU

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr." Dilaver Erşanlı: "Günel, kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak düzeydeydi. Simdi görmesi yüzde 1’den yüzde 10’a çıktı. Bu tür hastalar için bu, iyi bir orandır.

33 yaşındaki Günel Ûarayeva"nın doğuştan bir gözü hiç görmüyor, diğeri de çok az görüyordu. Annesine muhtaç bir hayat yaşıyordu. Ortaokulu bitirdi, dört yıl kolejde okudu fakat üniversite sınavında istediği puanı alamadı. Babası yıllar önce vefat etmişti. Yıllarca annesi ile Azerbaycan’da doktor doktor dolaştı. Derdine bir çare bulunamadı. Sadece ilaç tedavisi verdiler. Günel Ûarayeva, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Hastaneyi televizyonda gördüm. Anneme yeni bir Türk hastanesi açılmış Bakü"de dedim. Annem, "Gitsen de aynı şeyleri söyleyecekler" dedi. "Son umut gidelim" dedim ama annem "Ben artık yoruldum" dedi. Ben de, "Gitmezsen gitme, ben kendim yolları bula bula gideceğim!" diyerek annemi zorla getirdim. Muayenelerimi oldum, çok zor bir ameliyat olduğunu öğrendim. Koridorda ağlarken hastane müdürü Esmira Hanım’la karşılaştık. Ağlıyordum, kucakladı beni. "Günel git ve bizden telefon bekle" dedi. 14 Haziran’da kontroller yapıldı ve ameliyata hazırlandım. Bana maddi olarak da çok yardımcı oldular. Dünyalar benim oldu. Kuş olsam uçardım. Benim akrabam dahi bana bu kadar yardımcı olamazdı. Tanımadığım insanlar, iyilik meleklerim oldu... Türkler benim akrabam oldu. Şimdi çok daha iyi görüyorum, çok çok mutluyum."

"SEN AYAĞIMA KADAR GELİP DENI İYILESTİRDİN DOKTOR"

70 YAŞINDAKİ emekli elektrik mühendisi Salman Mustafaoğlu’nun gözü Azerbaycan’da olduğu ameliyat sonrasında zarar gördü. Aslında sadece yaşlılığa bağlı kataraktı vardı. Bakü’de yakın dostu olan göz doktoruna gitti. Katarakt ameliyatı oldu ancak arkadaşı ameliyatı yaparken gözlerini zedeledi. Salman Bey yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Arkadaşıma küsmedim, kızmadım. Bilerek yapmadı sonuçta... Başka bir dostumun oğlu da göz hekimi ve eğitimini Türkiye’de yaptı. Bir gün onun yanına gittim. Dedi ki; "Salman Bey, sizin gözünüzün problemi çok daha büyük". "Katarakt zedelenmesi değil mi?" dedim. "Hayır, daha ciddi bir sorun. Bu durumun Türkiye’de bir uzmanı var, sen onun yanına git. Bizde bunu yapacak cihaz yok" dedi. Ben İstanbul’a gidecektim, gidemedim. Gürcistan arabayla beş saat mesafede. Gürcistan’da bir hekime danıştım. Farklı bir müdahale yaptılar. Beş ay geçti ve yine düzelmedi. Yine arkadaşımın göz hekimi olan oğlunun yanına gittim. Bana dedi ki, "Bekle, gitme, hastane burada açılacak." Doktoru Allah getirdi buraya. Dedim ki; "Doktor bey, ben senin yanına gelmeliydim, sen buraya geldin, bu da Allah’ın işidir. Çok sıkıntı çekiyordum ve araba dahi kullanamıyordum. Gürcistan’da da, burada da hekimler bu kataraktı düzeltmeye korktular. Doktorum Prof. Dr. Kemal Tuncer, geldiğim günün sabahında kataraktımı ortadan kaldırdı ve dünyayı görmeye başladım. Dünyayı görmedikten sonra yaşamakta ne var ki... Ben evden her çıkışımda önce Allah’a, sonra Kemal Bey’e dua ederim."

 

Bakü’de yaşayan dört yıllık evli Osman-Vüsale İlhan çiftinin kızları Cansu Gül İlhan, riskli gebelik olmamasına rağmen yüksek tansiyon nedeniyle 29 haftalıkken dünyaya geldi. Cansu, 940 gram doğdu. Beyin kanaması geçirmişti. 53 gün kuvözde kaldı. Doğduktan dokuz gün sonra "Bağırsakta bir tıkanıklık var, çatlama da olabilir" denildi ve ameliyatla bağırsağındaki sorun giderildi. Stoma açıldı ve Cansu Gül bebek, üç ay boyunca bağırsağı dışarıda yaşadı. Üç ay sonra yine ameliyat edildi. Gözünde zaten doğuştan katarakt vardı. İlk göz ameliyatını bağırsağı dışarıdayken oldu. Gözünün gelişip gelişmediği katarakttan dolayı takip edilemiyordu. Ailesi tüm bu tedavi masrafları için çok ciddi bir para harcamıştı ve çaresizdiler. Tam çocuklarını borç alarak Türkiye’ye götürmeyi düşünüyorlardı ki Azerbaycan’da bir göz hastanesinin açılmış olduğunu ve Türk doktorların hizmet verdiğini gördüler, hemen hastaneye geldiler. Başarılı geçen ameliyatın ardından Cansu Gül bebek, şu an sadece lens kullanıyor. İleride küçük bir operasyonla gözüne mercek takılacak.

Osman ve Vüsale İlhan çifti neden Türk doktorlara güvendiklerini şu sözlerle anlattı: "Azerbaycan’da bu ameliyatı yapabilecek doktor var ancak ekipman ve cihaz olmadığı için yapamıyorlar. Türk doktorlara güvendik çünkü kızımızın doğum doktoru da Türk’tü, cerrahı da Türkiye’de okuyan bir Azerbaycanlı kardeşimizdi. Türk hekimlerimize çok güveniyoruz."

UYANMAMA İHTİMALİ VARDI

Dünyagöz Bakü Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Ayla Topak, ameliyat süreci ile ilgili şu bilgileri verdi: "Çok riskli bir ameliyattı. 1900 gram olduğu için uyutulması ekstra bilgi ve deneyim gerektiriyordu. Anestezi için, çocuğu uyutmak için kullandığımız tüpleri, solunum vermemiz için kullandığımız devrelerin tamamen o yaşa uygun olarak üretilmiş olması gerekiyordu. Bağırsağın dışarıda olmasından ve beyin kanaması geçirmiş olmasından dolayı eklenen problemler ve riskler vardı ama ameliyat öncesi her şeyin önlemini aldık. Ameliyata başladığımızda da adım adım çok temkinli bir şekilde ilerledik. Öncelikle esas problem doğuştan katarakt problemiydi. Her iki gözün katarakt ameliyatını çok başarılı bir şekilde yaptık. Hastamız çok güzel bir şekilde uyandı ve asla yoğun bakım ihtiyacı olmadı. Hastamızı sonrasında aynı gün eve çıkardık. Şu anda çok güzel görüyor ve aile çok mutlu. Bizler de çok mutluyuz."

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Dilaver Erşanlı, "Cansu bebeğimiz erken doğumla dünyaya geldi. Yani prematüre bir bebeğimizdi. Onun da takibi yapılırken, katarakt nedeniyle bir ameliyat gündeme geldi. Kataraktını alırken, göz arkasını bu ROP dediğimiz Prematüre Retinopatisi iğnesi ve iki gözde katarakt ameliyatı yapıldı. Şimdi kontakt lens ile takibini yapıyoruz.

TANIMADIĞIM İNSANLAR İYİLİK MELEKLERİM OLDU

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr." Dilaver Erşanlı: "Günel, kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak düzeydeydi. Simdi görmesi yüzde 1’den yüzde 10’a çıktı. Bu tür hastalar için bu, iyi bir orandır.

33 yaşındaki Günel Ûarayeva"nın doğuştan bir gözü hiç görmüyor, diğeri de çok az görüyordu. Annesine muhtaç bir hayat yaşıyordu. Ortaokulu bitirdi, dört yıl kolejde okudu fakat üniversite sınavında istediği puanı alamadı. Babası yıllar önce vefat etmişti. Yıllarca annesi ile Azerbaycan’da doktor doktor dolaştı. Derdine bir çare bulunamadı. Sadece ilaç tedavisi verdiler. Günel Ûarayeva, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Hastaneyi televizyonda gördüm. Anneme yeni bir Türk hastanesi açılmış Bakü"de dedim. Annem, "Gitsen de aynı şeyleri söyleyecekler" dedi. "Son umut gidelim" dedim ama annem "Ben artık yoruldum" dedi. Ben de, "Gitmezsen gitme, ben kendim yolları bula bula gideceğim!" diyerek annemi zorla getirdim. Muayenelerimi oldum, çok zor bir ameliyat olduğunu öğrendim. Koridorda ağlarken hastane müdürü Esmira Hanım’la karşılaştık. Ağlıyordum, kucakladı beni. "Günel git ve bizden telefon bekle" dedi. 14 Haziran’da kontroller yapıldı ve ameliyata hazırlandım. Bana maddi olarak da çok yardımcı oldular. Dünyalar benim oldu. Kuş olsam uçardım. Benim akrabam dahi bana bu kadar yardımcı olamazdı. Tanımadığım insanlar, iyilik meleklerim oldu... Türkler benim akrabam oldu. Şimdi çok daha iyi görüyorum, çok çok mutluyum."

"SEN AYAĞIMA KADAR GELİP DENI İYILESTİRDİN DOKTOR"

70 YAŞINDAKİ emekli elektrik mühendisi Salman Mustafaoğlu’nun gözü Azerbaycan’da olduğu ameliyat sonrasında zarar gördü. Aslında sadece yaşlılığa bağlı kataraktı vardı. Bakü’de yakın dostu olan göz doktoruna gitti. Katarakt ameliyatı oldu ancak arkadaşı ameliyatı yaparken gözlerini zedeledi. Salman Bey yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Arkadaşıma küsmedim, kızmadım. Bilerek yapmadı sonuçta... Başka bir dostumun oğlu da göz hekimi ve eğitimini Türkiye’de yaptı. Bir gün onun yanına gittim. Dedi ki; "Salman Bey, sizin gözünüzün problemi çok daha büyük". "Katarakt zedelenmesi değil mi?" dedim. "Hayır, daha ciddi bir sorun. Bu durumun Türkiye’de bir uzmanı var, sen onun yanına git. Bizde bunu yapacak cihaz yok" dedi. Ben İstanbul’a gidecektim, gidemedim. Gürcistan arabayla beş saat mesafede. Gürcistan’da bir hekime danıştım. Farklı bir müdahale yaptılar. Beş ay geçti ve yine düzelmedi. Yine arkadaşımın göz hekimi olan oğlunun yanına gittim. Bana dedi ki, "Bekle, gitme, hastane burada açılacak." Doktoru Allah getirdi buraya. Dedim ki; "Doktor bey, ben senin yanına gelmeliydim, sen buraya geldin, bu da Allah’ın işidir. Çok sıkıntı çekiyordum ve araba dahi kullanamıyordum. Gürcistan’da da, burada da hekimler bu kataraktı düzeltmeye korktular. Doktorum Prof. Dr. Kemal Tuncer, geldiğim günün sabahında kataraktımı ortadan kaldırdı ve dünyayı görmeye başladım. Dünyayı görmedikten sonra yaşamakta ne var ki... Ben evden her çıkışımda önce Allah’a, sonra Kemal Bey’e dua ederim."

Bakü’de yaşayan dört yıllık evli Osman-Vüsale İlhan çiftinin kızları Cansu Gül İlhan, riskli gebelik olmamasına rağmen yüksek tansiyon nedeniyle 29 haftalıkken dünyaya geldi. Cansu, 940 gram doğdu. Beyin kanaması geçirmişti. 53 gün kuvözde kaldı. Doğduktan dokuz gün sonra "Bağırsakta bir tıkanıklık var, çatlama da olabilir" denildi ve ameliyatla bağırsağındaki sorun giderildi. Stoma açıldı ve Cansu Gül bebek, üç ay boyunca bağırsağı dışarıda yaşadı. Üç ay sonra yine ameliyat edildi. Gözünde zaten doğuştan katarakt vardı. İlk göz ameliyatını bağırsağı dışarıdayken oldu. Gözünün gelişip gelişmediği katarakttan dolayı takip edilemiyordu. Ailesi tüm bu tedavi masrafları için çok ciddi bir para harcamıştı ve çaresizdiler. Tam çocuklarını borç alarak Türkiye’ye götürmeyi düşünüyorlardı ki Azerbaycan’da bir göz hastanesinin açılmış olduğunu ve Türk doktorların hizmet verdiğini gördüler, hemen hastaneye geldiler. Başarılı geçen ameliyatın ardından Cansu Gül bebek, şu an sadece lens kullanıyor. İleride küçük bir operasyonla gözüne mercek takılacak.

Osman ve Vüsale İlhan çifti neden Türk doktorlara güvendiklerini şu sözlerle anlattı: "Azerbaycan’da bu ameliyatı yapabilecek doktor var ancak ekipman ve cihaz olmadığı için yapamıyorlar. Türk doktorlara güvendik çünkü kızımızın doğum doktoru da Türk’tü, cerrahı da Türkiye’de okuyan bir Azerbaycanlı kardeşimizdi. Türk hekimlerimize çok güveniyoruz."

UYANMAMA İHTİMALİ VARDI

Dünyagöz Bakü Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Ayla Topak, ameliyat süreci ile ilgili şu bilgileri verdi: "Çok riskli bir ameliyattı. 1900 gram olduğu için uyutulması ekstra bilgi ve deneyim gerektiriyordu. Anestezi için, çocuğu uyutmak için kullandığımız tüpleri, solunum vermemiz için kullandığımız devrelerin tamamen o yaşa uygun olarak üretilmiş olması gerekiyordu. Bağırsağın dışarıda olmasından ve beyin kanaması geçirmiş olmasından dolayı eklenen problemler ve riskler vardı ama ameliyat öncesi her şeyin önlemini aldık. Ameliyata başladığımızda da adım adım çok temkinli bir şekilde ilerledik. Öncelikle esas problem doğuştan katarakt problemiydi. Her iki gözün katarakt ameliyatını çok başarılı bir şekilde yaptık. Hastamız çok güzel bir şekilde uyandı ve asla yoğun bakım ihtiyacı olmadı. Hastamızı sonrasında aynı gün eve çıkardık. Şu anda çok güzel görüyor ve aile çok mutlu. Bizler de çok mutluyuz."

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Dilaver Erşanlı, "Cansu bebeğimiz erken doğumla dünyaya geldi. Yani prematüre bir bebeğimizdi. Onun da takibi yapılırken, katarakt nedeniyle bir ameliyat gündeme geldi. Kataraktını alırken, göz arkasını bu ROP dediğimiz Prematüre Retinopatisi iğnesi ve iki gözde katarakt ameliyatı yapıldı. Şimdi kontakt lens ile takibini yapıyoruz.

TANIMADIĞIM İNSANLAR İYİLİK MELEKLERİM OLDU

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr." Dilaver Erşanlı: "Günel, kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak düzeydeydi. Simdi görmesi yüzde 1’den yüzde 10’a çıktı. Bu tür hastalar için bu, iyi bir orandır.

33 yaşındaki Günel Ûarayeva"nın doğuştan bir gözü hiç görmüyor, diğeri de çok az görüyordu. Annesine muhtaç bir hayat yaşıyordu. Ortaokulu bitirdi, dört yıl kolejde okudu fakat üniversite sınavında istediği puanı alamadı. Babası yıllar önce vefat etmişti. Yıllarca annesi ile Azerbaycan’da doktor doktor dolaştı. Derdine bir çare bulunamadı. Sadece ilaç tedavisi verdiler. Günel Ûarayeva, yaşadıklarını şöyle anlattı: "Hastaneyi televizyonda gördüm. Anneme yeni bir Türk hastanesi açılmış Bakü"de dedim. Annem, "Gitsen de aynı şeyleri söyleyecekler" dedi. "Son umut gidelim" dedim ama annem "Ben artık yoruldum" dedi. Ben de, "Gitmezsen gitme, ben kendim yolları bula bula gideceğim!" diyerek annemi zorla getirdim. Muayenelerimi oldum, çok zor bir ameliyat olduğunu öğrendim. Koridorda ağlarken hastane müdürü Esmira Hanım’la karşılaştık. Ağlıyordum, kucakladı beni. "Günel git ve bizden telefon bekle" dedi. 14 Haziran’da kontroller yapıldı ve ameliyata hazırlandım. Bana maddi olarak da çok yardımcı oldular. Dünyalar benim oldu. Kuş olsam uçardım. Benim akrabam dahi bana bu kadar yardımcı olamazdı. Tanımadığım insanlar, iyilik meleklerim oldu... Türkler benim akrabam oldu. Şimdi çok daha iyi görüyorum, çok çok mutluyum."

"SEN AYAĞIMA KADAR GELİP DENI İYILESTİRDİN DOKTOR"

70 YAŞINDAKİ emekli elektrik mühendisi Salman Mustafaoğlu’nun gözü Azerbaycan’da olduğu ameliyat sonrasında zarar gördü. Aslında sadece yaşlılığa bağlı kataraktı vardı. Bakü’de yakın dostu olan göz doktoruna gitti. Katarakt ameliyatı oldu ancak arkadaşı ameliyatı yaparken gözlerini zedeledi. Salman Bey yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Arkadaşıma küsmedim, kızmadım. Bilerek yapmadı sonuçta... Başka bir dostumun oğlu da göz hekimi ve eğitimini Türkiye’de yaptı. Bir gün onun yanına gittim. Dedi ki; "Salman Bey, sizin gözünüzün problemi çok daha büyük". "Katarakt zedelenmesi değil mi?" dedim. "Hayır, daha ciddi bir sorun. Bu durumun Türkiye’de bir uzmanı var, sen onun yanına git. Bizde bunu yapacak cihaz yok" dedi. Ben İstanbul’a gidecektim, gidemedim. Gürcistan arabayla beş saat mesafede. Gürcistan’da bir hekime danıştım. Farklı bir müdahale yaptılar. Beş ay geçti ve yine düzelmedi. Yine arkadaşımın göz hekimi olan oğlunun yanına gittim. Bana dedi ki, "Bekle, gitme, hastane burada açılacak." Doktoru Allah getirdi buraya. Dedim ki; "Doktor bey, ben senin yanına gelmeliydim, sen buraya geldin, bu da Allah’ın işidir. Çok sıkıntı çekiyordum ve araba dahi kullanamıyordum. Gürcistan’da da, burada da hekimler bu kataraktı düzeltmeye korktular. Doktorum Prof. Dr. Kemal Tuncer, geldiğim günün sabahında kataraktımı ortadan kaldırdı ve dünyayı görmeye başladım. Dünyayı görmedikten sonra yaşamakta ne var ki... Ben evden her çıkışımda önce Allah’a, sonra Kemal Bey’e dua ederim."

Hizmetlerimizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanıyoruz. www.dunyagoz.com'a giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz.

Daha Fazla Bilgi Al